Trabzon Sürmeneli Mehmet Yazıcıoğlu tarafından ilk olarak İstanbul’un Fatih semtinde kurulan ve daha sonra İstanbul’un Bayrampaşa semtine nakledilerek faaliyetlerini bu semtte sürdüren Türkiye’nin ilk ve tek "Kemençe Evi", ülkemizin her geçen gün ağırlaşan ekonomik koşullarına yenik düşerek 17 Mart 2020 tarihi itibarıyle faaliyetini durdurdu.
Kurucu Mehmet Yazıcıoğlu’nun büyük idealizmi, emek ve gayretleri sonucu kurulan, isim hakkı tescil edilerek patenti alınan Kemençe Evi’nin kapanması üzüntüyle karşılandı.
Doğu Karadeniz Bölgesinin yerel halk çalgısı olarak, Bizans kemençesinden Trabzon kemençesine kadar bir çok çeşiti bulunan halk çalgısı Kemençe’yi, geleneksel değerlerinin yanı sıra gelişen dünya koşulları ile de yoğurarak varlığını sürdürmesini amaçlayan Kemençe Evi, bu sazın yapımından öğretimine kadar her alanda değer bulması için çaba sarfeden bir kuruluş olarak, ne yazık ki başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere hiçbir devlet kuruluşundan, sivil toplum kuruluşlarından, konuyla ilgili eğitim kurumlarından destek görmemesi bu sonu getirmiştir.
Bu olumsuz süreyi tetikleyenler arasında kuşkusuz, bir pıtrak çiçeği gibi çoğalan merdiven altı kemençe yapıp yerlerinin de etkisi olmuştur. Konu ile ilgili yaptığımız telefon görüşmesinde gelinen bu sondan dolayı Kurucu Mehmet Yazıcıoğlu’nun son derece üzgün olduğunu gördük. Sosyal medya hesabından “Türkiye’nin ilk ve tek Kemençe Evi Kapanmıştır” spotuyla kemençeevinin kapandığını bildiren Mehmet Yazıcıoğlu’na ideali ve emekleri için sonsuz teşekkür ediyoruz.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Müzikolog Prof. Dr. Abdullah Akat, Türkiye’nin ilk ve tek Kemençeevi’nin kapanmasına gelinen süreci ve bu sürece gelişin nedenlerini net bir şekilde açıkladığı 18 Mart 2020 tarihli sosyal medya paylaşımında şunları söyledi:
“Ülkemizde açılan ilk Kemençe Evi, sahibi ve emektarı Mehmet Yazıcıoğlu'nun tüm gayret ve çabalarına rağmen dün itibariyle kapanmıştır. En üzücü olan ise bu durumun kağıt üzerinde kültürü hatta direkt Karadeniz kültürünü yaşatmak gibi bir misyonu bulunan onlarca resmi veya sivil kuruluş varken yaşanmasıdır. Dolayısıyla bunların işlevselliği üzerine düşünmemiz ve dahası kendimizi de sorgulamamız gerekir.
Zira benzer durumda olan ve her an kapanabilecek yani can çekişen kültür evleri veya bu alanda hizmet veren irili ufaklı başka yapılar da mevcuttur. Mehmet Yazıcıoğlu'na bugüne kadar göstermiş olduğu vefakar ve başarılı faaliyetlerinden dolayı teşekkür ediyor ve geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Karadeniz kültürüne emek veren herkese de birbirleriyle uğraşmayı bırakıp kenetlenmelerini ve birbirlerine sahip çıkmalarını tavsiye ediyorum. Nihayetinde bu durum, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama aynı gaye için mücadele eden çok sayıda insanı incitmiş ve içlerinde her anlamda kapanması zor yaralar açmıştır ki, aynı durum herbirimizin başına gelebilir. Öte yandan kültürün yaşatılması ve geleceğe aktarılması onurlu bir çabadır ve bu ülküde çalışan herkes fazlasıyla kıymetlidir.
Bu bağlamda çok kıymetli bir değerimiz olan Mehmet Yazıcıoğlu'na tekrar geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, tüm ilgili kişi ve kuruluşları görevlerini layıkıyla yapmaya ve ilaveten son dönemde yaşanan olumsuz olaylara istinaden ertelenen, iptal edilen veya ilk olarak ötelenen kültür sanat faaliyetlerine daha fazla destek olmaya davet ediyorum. #geçmişolsun #kemençeevi Mehmet Yazıcıoğlu”